Osmanlı'da Aile ve Toplum

Selam ve sevgi ile sevgili arkadaşlar,severek takip edenleriniz ve okuyanlarınıza sonsuz teşekkürlerimi sunarak bu yazıya başlamak istiyorum.

Yüce Osmanlı yazı dizisinin 4. yazısıyla sizlerle birlikteyim. Bu gün Osmanlı da aile ve toplum yapısından biraz bahsedelim istiyorum.

Bize Osmanlı hiç anlatılmadı kardeşlerim anlatılan kısımları da o yüce devletin hep kötü olduğu yönünde oldu bu kadar şanlı olan bir devlet nasıl kötü olur nasıl yobaz olur sevgili arkadaşlarım hiç mantık alıyor mu?

Osmanlı kendi tebaasında bulunan tüm milletlere karşı hoşgörü sahibi iken bugün bazı tarihçilerin insanlara empoze etmek istedikleri şekilde nasıl zorba bir devlet olabilir ki?

Osmanlı düzene aileden başlamıştır bu sonra topluma sonra fethedilen topraklara yayılarak muhteşem Osmanlı disiplin ve düzeni bu şekilde inşaa edilmiştir. Osmanlı'da aileler geniş aile olmakla birlikte hanede evin en yaşlı erkek üyesinin sözü dinlenirdi. Böyle olmasına bile tepki gösterenler olacaktır ancak aile tamamen tasavvufu yaşadığı için onlarda gurur kibir,hırs,kıskançlık gibi afetler minimum düzeyde olduğundan yada olmadığından işleyişte herhangi bir sıkıntı olmazdı.Aile büyüğü kararı verir diğer üyeler buna tabi olurdu.

Osmanlıda kahvaltılar çorbayla yapılırdı sevgili kardeşlerim,çay içilmezdi.Sabah namazından sonra uyunmaz çorbalar kaynatılır tüm aile üyeleri sofra başında hazır bulunur ve Fatiha okunarak yemeğe başlanır çorbalar içilir ve yine Fatiha suresi okunarak yemek faslı bitirilirdi.

Sevgili kardeşlerim Osmanlı da Fatiha suresi çok okunurdu yemek yemeden önce, bir işe başlamadan önce,sohbet etmeye başlamadan önce ve sonra kapatılırken, buna çok dikkat edilirdi.

Çocuklara gelince sevgili kardeşlerim çocuklar daha küçük yaşlardan itibaren tasavvufa adım atar, kuran ilmini mürşidlerinden öğrenmeye, tahsil etmeye başlarlardı. Her çocuk sorumluluğunun bilincinde yetişirdi, sabah namaza kalkması gerektiğini ve bunu kendiliğinden kendi sorumluluğu olarak yerine getirmesi gerektiğini bilirdi her çocuk.

Osmanlı toplum yapısına çok kısa değinecek olursak sevgili kardeşlerim Osmanlı'nın kendi halkı tamamen tasavvufu yaşardı esnaf,köylü,şehirli ,saray halkı hepsi tasavvufu ve kuran ahlakını yaşama gayreti içindeydiler.

Size şöyle güzel bir anektod aktarmak isterim; Bir gün bir genç Osmanlı'da ki evliyaları yazmak ister sabah olur bir defter almak üzere bakkala gider. Defteri alır çıkarken bakkal seslenir "beni de yaz"der. Genç şaşırır .Bakkaldan çıkar ,karşıdan manav seslenir "o deftere beni de yaz",derken kasap,bakırcı ustası,ayakkabıcı,sucu,hepside aynı şeyi söyler"beni de yaz o deftere"sevgili kardeşlerim şu mükemmelliği görüyor musunuz..

Osmanlı denilince işte böyle gözlerimiz yaşarıyor..

Sevgili arkadaşlarım bitmez inanın ki bitmez Osmanlıyı saatlerce anlatsak hatta günlere sığdırmaya çalışsak bitiremeyiz..Tam altı yüz yıl hüküm sürmüş başka hiçbir devlet yoktur. Yeryüzünde olmamıştır olmayacaktır..

İşte benim içimi yakan bugün Osmanlı deyince o şanlı ataların bazı torunlarının öcü görmüş gibi kaçması.. İlluminati bunu başarmış maalesef, uyduruk Osmanlı dizisinde(Muhteşem Yüzyıl) verdikleri saçma detaylarla, Osmanlı'nın şanını tüketmeye çalışan mel'un insanlar ve onlara destek olan medya..

Söyleyeceklerim o kadar çok ki sevgili kardeşlerim ama inanın ki şuan anlatacaklarımı ifade edebilecek kelime bulamıyorum.

Seher AKGÜL
2014